İçimdeki Gerçek Ben ile Buluşmalar...

 İçimdeki o gerçek benliğin ilk ortaya çıktığı an Almanyadaki evimizin bahçesinde Türk ahbaplarımızın çocukları ile şişme havuzda oynadığımız o gündü. Birisi kız diğeri erkekti. Erkek olan ile iyi arkadaştık. O gün üstünde bir slip mayo vardı. Ve önündeki kabarıklık bütün gün ilgimi çekmişti. Gözlerim sürekli o şişkinlik üzerindeydi. Toplumun bazı kısımları eşcinselliği bilinçli istenilip tercih edilen bir seçim olarak görüyor. O halde altı yaşında cinsellikten bir haber olan bir çocuğun ilgisinin bu yönde olmasını ben bilinçli bir tercih olmadığını görüyorum. 
Sadece erkek cinsel organlarının çekiciliğinin dışında büyürken çektiğim asıl sancıların en büyüğü ise sesimdeki incelikti. Bütün çocukluk boyunca mahalledeki erkek çocukların "kız kılıklı, kız sesli" ifadeleri ile alay konusu olmaktı. Üzerime bir sakız gibi yapışan bu ses ve bu alaylar yüzünden sokağa çıkıp oynamak istemiyordum. Ama benim onlardan her zaman bir fazlam vardı. Almanyadan dönerken yığınla oyuncak getirmiştim. Henüz avrupaya kapalı olan türk insanı bu oyuncaklar Türkiye'de satılmadığı için alamıyordu. Dolayısı ile ben oyuncaklarım sayesinde hepsinin gözünde kız kılıklı da olsam imrenilen bir oyun arkadaşı oluyordum. Bunu üzerine her zaman ki aslan burcu olmamın liderlik özelliğini de koyarsak mahalleliyi avucuma almam uzun sürmedi. 
İlkokul bitip ortaokula başlayınca okula yürüyerek değilde uzaklığından dolayı otobüs ile gitmeye başladım. Yeni arkadaşlar edindim. En iyi arkadaşlarım doğal olarak kızlar oldu. İnanılmaz iyi anlaşıyordum. Ve çok eğleniyorduk. Okul hayatım hep çok başarılı geçti. Çok çılgın yüksek notlar almasam da notlarım orta üstüydü. Hepsinden önemlisi renkli kişiliğim sayesinde okulda en çok tanınan öğrencilerden birisiydim. Ortaokulda bir parodi grubu kurup iki arkadaş okulu eğlendiriyorduk. Şöhreti ve ilgiyi seviyordum. Bunu keşfetmiştim. Ve ilk tacizime de ne yazık ki bu okulda uğradım. Sınıfımdaki bir arkadaşım bir teknik derste bana parmak attı. Kıpkırmızı oldum ve sesimi bile çıkaramadım. Ama çok üzülmüştüm. Ortaokulun sonlarına doğru sınıfımıza başka şehirden bir erkek öğrenci geldi. Hoş birisiydi ve benim sırama oturdu. Beraber bir yıl geçirdik. Ondan hoşlanıyordum. Ve sürekli ona sorular soruyordum. Yatarken nasıl giyinirsin gibilerinden... 
Sıra liseye geldi. Tabi evden daha da uzak ama çok iyi bir okula yazdırdı annem. Büyüme devam ettikçe sesim kalınlaşmaya başladı. Aynı zamanda daha maskülen bir şekle dönüştüm. Bu beni o kız kılıklı, kız sesli imalarından kurtardı. Artık görüntüm sesim tam bir erkekti ve bu gerçekten muhteşemdi. Kendimi korumama ve saklamam gerek kalmamıştı. Her ne kadar aktif bir öğrenci olsamda lise bitene iş hayatına başlayana kadar hep nazik ve kırılgan bir çocuk oldum. Lise de cinsel olarak birşey yaşamadım. Gene kızlar en iyi arkadaşlarım oldu. Biraz da hem çok zor bir okula gidiyor olmam hemde daha lisenin ilk yıllarında babamın iflas etmesi beni çok etkilemişti. Ailecek çok zor günler geçirmiştik. Lisenin son yıllarına doğru toparlanmıştık. Hatta lisenin ilk yılını bu ailevi olaylar dolayısı ile sorumlu geçmiştim. Sonra ki yıl toparladım. Ve hatta okulun onur kuruluna seçilip kendi sınıflarımın başkanı oldum. Sonraki son yılda aynı şekilde devam etti. Lisede de çok sevilen parlak bir öğrenciydim. Parodiler yapmıyordum ama şanım namım yürüyordu gene. Annem toplantılarıma koşa koşa gelirdi. Ve her toplantı çıkışı okuldan gururla çıkardı. Okuldaki kompozisyon yarışmasında birinci olunca o yılın edebiyat birinci olarak okuldan mezun oldum. İşte bu yazarlık halleri oradan geliyor. 

Yorumlar

Popüler Yayınlar